21.05.2019

İyileşme Günlüğü-Anda Kalmak ve Bazı Gelişmeler



Uzunca süredir  sessizim ve bugün 'İyileşme Günlüğü'ne devam etmek istedim, çünkü buradaki yazılarım, öyle güzel insanlarla yolumu kesiştirdi ki, iyi ki yazmışım diyorum her gün.

Ağustos ayında meme kanseri teşhisi almamın üzerinden 5 yıl geçmiş olacak, Umarım bu hastalıkla yolum bir daha kesişmez ama öğrendim ki hayatımızda hepimizin girmesi gereken bazı yollar var, benimki de buydu.

Öğrenmek için, öğretmek için bu yollar karşımıza çıkacak, şimdi acıtsa da, ileride belki 'iyi ki'lerimiz olacak. Buna kimisi kader, kimisi alınyazısı, kimisi karma, kimisi talihsizlik diyor ama benim inancım artık bu yolların farklı şekillerde ve hikayelerle hepimizin hayatında olan dönüm noktaları olduğu yönünde. Kimimiz için hastalık, kimimiz için zor bir kayıp, kimimiz için duygusal bir yaralanma...

Benim yoluma hastalık çıktı, 5 yılın sonunda dönüp bakınca ne kadar büyümüşüm, ne kadar olgunlaşmışım diyorum. Bu yolun bana ana öğretisi 'anda kalmak' oldu. Tedavilerim sonrası katıldığım tüm yoga eğitimleri, okuduğum kitaplar, katıldığım inzivalar esnasında fark ettim ki, ben zaten bu hastalıkla tanışınca, anda kalmayı öğrenmeye başlamışım bile. Üzerine kattıklarım ise yepyeni kapılar açtı içimde. Bununla ilgili yazılarım var zaten bol bol 'İyileşme Günlüğü'nde.

Bu yoldan geçen sevgili arkadaşlarım için yazıyorum; bu yolun en güzel hediyesi anda kalmayı öğrenmek(Tamam dürüst olalım, tedaviler sırasında iki güne geçecek deyip, iki gün sonraya odaklanmak bazen daha yararlı fakat benim anlatmak istediğim daha genele yayılan bir tutum) Ya tekrar ederse, hastayım geleceğime ne olacaklarla, ileride kaçırabileceklerimle tek yapabileceğiniz, oturup kendinize acımak ve ağlamak. Yaptım, ondan biliyorum, o yüzden bu kadar rahat anlatıyorum.

Bu tavrımı sürdüremediğim zamanlar da oluyor tabi ama sanırım geçen sene bu tavrı alıp çöpe attığım ve ruh halimi saçma sapan yerlere taşıdığım bir sene oldu. Yeni bir ülke, yeni bir iş, aileden ve arkadaşlardan uzak olmak tahmin ettiğimden daha zor oldu demiştim. Kendimi öyle garip bir ruh haline soktum ki, gün sayıyordum resmen dişlerimi sıkıp. Hayır, neye gün saydığım da belli değil, dönmeye mi, alışmaya mı?

Yaşadığım stres ufaktan fiziksel belirtiler de vermeye başlayınca çoğunluğun cesur bulduğu, fakat benim çok içime sinen bir karar aldım ve bir süre durmak ve dinlenmek için kurumsal hayata bir süre ara verdim. Cesur dememin en önemli sebebi dilini bilmediğim bir ülkede, yine iş aramaya kalktığımda başıma neler geleceğini bilmemem ama son dönemlerde kendime yaşattığım strese ve o stresin bedenime yaptıklarına baktığımda kendi kendime neyi bekliyorsun derken buldum kendimi, tekrar hasta olmayı mı ya da dönüp geriye baktığında neden durmadım demeyi mi?

O kadar ihtiyacım varmış ki durmaya, ne kadar iyi geldi anlatamam. Bu dönemi boşlukla barışma dönemim olarak adlandırıyorum. En azından 2-3 ay dinleneceğimi ve bunun ötesinde bir şey yapmayacağımı söylediğimde beni anlayanlar kadar, dehşet içinde bakanlar da oluyor :)
İçimde kalpcağızımın bir köşesinde en doğrusunu yaptın diyen bir ses var, o bana yetiyor. Bu ara ondan başkasını da pek dinlemiyorum açıkcası.

Son olarak dileklerin en güzeli sağlık, o oldukça diğerleri bir şekilde geliyor, o yüzden her dilek hakkınız hep sağlıkla başlasın.

Sevgiler,
Deniz

Instagram: @denizinkelimeleri

Bunlar da ilginizi çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...