27.07.2020

Yoga ve Kanser-1




Az önce bilgisayarımda dosyalar arasında gezerken ilk yoga eğitimi ödevlerimden birini buldum.  Yoga ve Kanser üzerine yazmışım, inanın bugün yazmak istesem aynısını yazamam, o kadar taze ki o zaman hem kanser tedavilerim hem de eğitimde öğrendiklerim… Hatırlıyorum ne çok okumuştum hazırlarken ama bir yandan da kendi tecrübemden de kopmak istemiyordum yazarken.

Bugün farkettim ki, canım hocalarım dışında kimseyle paylaşmamışım bütün bu notları. 
Bu zamana kadar aman kim okur, kimin ihtiyacı var dediğim şeyler bazen öyle güzel şifa oldu ki insanlara, o yüzden yine bir kişiye dokunsa yeter diyerek paylaşmaya karar verdim. Sadece kanser ve yogayı değil, benim yoga yolculuğumu, devam eden öğrenciliğimi anlatmak istedim.

Bilenler olduğu gibi bilmeyenler de var. 2016’da Hatha Yoga, 2017’de ise Yin Yoga 200 saatlik eğitimlerimi tamamladım, bu ara da Hamile Yogası eğitmenlik eğitimimi tamamlamak üzereyim. Yola yoga eğitmenliği yaparım diye başlamamıştım, arada dersler verdim, ders verdikçe mutluluğum katlandı, çoğaldı ama bana esas iyi gelen öğrenci olmaktı, bunu hep söylüyorum, hep söyleyeceğim. 

2018'den beri ise yeni bir ülke, köklenememe derken dengemi kaybettim, çok da yazdım blogda bununla ilgili. Son aylarda ise eski bir dosta kavuşmuşçasına ben hissetmemin sebebi düzene giren yoga ve meditasyon pratiğim. 

Ara ara hem blogu hem instagram hesabımı yoga odaklı bir isme taşımak ve sadece yoga paylaşımları yapmak istesem de, kitaplarımdan, Almanya'da yeni yaşama dair paylaşımlarımdan da vazgeçemiyorum diye pek adım atmıyordum. Orta yolu instagram hesabımda ufak bir değişiklik yapıp, blogumu sabit tutarak buldum. Sanıyorum artık işin öğreten kısmında olmaya da kendimi hazır hissediyorum. Öğrencilik ise hiç bitmiyor, bitmesin zaten...

Bu Yoga ve Kanser için başlangıç yazısı olsun o zaman. 

Yolculuğun başında 2016'da yazdığım bir yazı da vardı, dilerseniz önce onu okuyun. 

Hatha Yoga Eğitimini aldıktan sonra, kendime ödev olarak Yoga ve Kanseri seçmem çok zorlu olmuştu, çünkü tedavi bittikten sonra bana anlam veremediğim bir gıcıklık gelmiş, ne hastalık, ne hasta görmek istemez olmuştum. Ödevin konusunu ise yine de bu alan seçmem ise ben niye bu konuda böyle garip davranmaya başladım diye sorgulamalarım sayesinde olmuş. Ne ilginç aradan geçen yıllar sonra bu konu çok rahat konuştuğum ve yardım etmekten çok keyif aldığım bir alan oldu. 

Şöyle yazmışım yazının başında;

‘Bana yoga neden bu kadar iyi geldi diye düşünüyorum, tüm bu araştırmalarda okurken en beğendiğim cümle 'Yoga for Cancer' kitabının yazarı Tari Prinster'a ait 'Kanser nefesinizi çalar, yoga geri verir’

Bana da tam böyle oldu galiba, o 50 kişilik sınıfta kollarımız gökyüzünde nefes alıp verirken, mantraları söylerken nefesim geri geldi benim. Kızdığım, küstüğüm bedenimle barıştım galiba... 
O güvenle sol göğüs kafesimin üstünde taşıdığım, ilaçlarımı almayı sağlayan, damarlara açılan dış kapım portumla derslere girmeye başladım. En çok da Yin derslerde dinlendim, kendimle kaldım ve nefes aldım... 

Meme kanseri teşhisim akabinde sayamadığım kadar çok MR, Pet, mamagrofi, kan testi vb sürecinden sonra, 1 meme koruyucu cerrahi, 1 port ameliyatı, 4 seans en ağırından 3 haftada 1 aldığım kemoterapi, 12 seans haftalık aldığım daha hafif kemoterapi ve sayamadığım kadar çok hafta damardan almaya devam ettiğim ilaç, 25 seans radyoterapi ile 1,5 seneye yayılan bir tedavi sürecim olmuş. 

Belki hiç geçmeyecek dikiş izlerim ama azalıyor, kel gezdiğim onca zamandan sonra bu hafta ilk kez saçlarımı topladım... Geçiyor, her şey geçici. Dün hissettiğim acı da, bugün hissettiğim huzur da... Duyguların içinden geçerken, onları gözlemlemek, bedeninde yarattığı hisleri araştırmak, duyguların geçici olduğunun farkında olarak sormak kendine; 'Şu an ne hissediyorum?' 'Bu his bedenimde nasıl yankı buluyor?' 'Farkında kalmak nasıl mümkün?'
Belki sorular bir adım ötede başka sorulara taşıyacak sizi. Belki ana, buraya getirecek. Beni dönüştüren bu sürece artık şükrediyorum.’

Bu yazıyı sadece kanser ve yoga gözüyle değil, şu an her ne yaşanıyorsa onu yerine koyarak okuyun, çünkü geçiyor, geçici... Size değil aslında kendime söylüyorum bunu keza 2016 Deniz'i :) içten içe bildiğim ama hep unuttuğumu hatırlattı yine, pek güzel oldu. Devamı gelecek.

Sevgiler,
Instagram: @denizazizyoga


Hiç yorum yok:

Bunlar da ilginizi çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...