18.08.2012

Bratislava Günlüğü-1

Bratislava hakkındaki esas yorumlarımı sona sokladım.
Önce fotoğraflar konuşsun.



Bratislava'nın esas olayı Old Town'u ve görülecek yerleri özetleyen bir fotoğrafla başlayalım. Old Town kafelerin, pubların, eski binaların, güzel sokakların olduğu çok hoş bir mekan. Fakat biraz küçük, yaklaşık yarım saat sonra yine aynı yerlerde dönüp duruyorsunuz.

Hrad Castle yarınki rotam onu es geçiyorum bu yazıda.



Bu meşhur pusula St Michael's Gate altında, Old Town kısmında yer alıyor, dünya başkentlerini ve uzaklığını gösteriyor. İstanbulcuğuma 1231 km uzaktayım, vay be.

Fotoğraftaki ayak bana ait. Pembe babet 10 eurocuk, Bratislava pazarından alınma (Hop moda bloguna geçiş oldu)
Konusu açılmışken globalleşen sevimli dünyamız sebebi ile artık yurtdışı alışveriş keyfi diye bir şey kalmadı bende onu belirtmek isterim. Bir alışveriş merkezine gideyim dedim, Koton var siz düşünün durumu.

Tek heyecanım H&M olurdu, o da yurdumuzda var zaten. Yerel tasarımcılara da henüz ulaşacak para durumum olmadığından böyle bir iki şey alıp döneceğim sanırım. Nerde o eski yurtdışı seyahatleri, peh!
Ama bir sürü ikinci el dükkanı var, onlarla ilgili de yazacağım sonra.

Neyse devam edelim;


Old Town'a giderken daha sessiz sakin eski sokaklardan biri.



Bu fotoğraf da yine Old Town'dan.


İşte Blue Church!
Burası en beğendiğim yerlerden oldu, masmavi şeker gibi bir kilise, old towndan 15 dakika kadar yürürseniz ulaşırsınız. Yolu bulmak için tourist infodan yardım alabilirsiniz, biraz aralarda saklanmış bir kilise çünkü.


Nasıl güzel değil mi? Burası düğünler için acayip popüler bir kiliseymiş, 1-2 yıllık rezervasyonları yapılmış oluyormuş her zaman.



İçerisi çok ama çok güzel fakat doğru düzgün fotoğraf çekemedim keza yine birileri evleniyordu. Fotoğraflarına girmiş olsam da ben turistim arkadaş diyerek yine de bir iki kare çekmeyi başardım.


Düğün fotoğraflarının orjinalliği açısından mantıklı bir seçim pek tabi.


Old Town'da en meşhur turist aktivitesi, eğlenceli heykellerle fotoğraf çektirmek. Bu gördüğünüz "man at work", en meşhuru da sanırım paparazzi heykeli. Resmen fotoğraf çektirme sırası olduğundan fotoğraf çektirme işini sakin bir haftaiçi gününe erteledim. Pek tabi turistim, o fotoğraf çektirilecek!


I love Bratislava kupasından öte souvenirler arıyorsanız seramik süsler, kupalar, melek heykelleri ve bir sürü ıvır zıvırın olduğu çok tatlı dükkanlar var. Bu fotoğraf o dükkanlardan birinin penceresine ait.



Bu dükkanlarda neler varmış diyenlere, karşınızda minik örnekler.

Gelelim benim Bratislava yorumlarıma; gelmeden önce zaten pek çok yerde okumuştum bu şehri Viyana, Prag turu arasında bir gün gezmenin mantıklı olduğunu, haklılarmış. Benim de gideceklere tavsiyem bir gün ayırmaları. Old Town çok güzel, yarın göreceğim kale ve civarı da eminim güzeldir. Ama şehir ilginç bir şekilde bana biraz ruhsuz geldi, belki burada iş için olmam yüzünden turist ruhuna geçiş yapamıyorumdur. Bir şey eksik ama ne çözemedim, henüz buralardayım, yeni yazılarda tekrar konuşalım bunu.

Bu arada bayram sebebi ile sanırım pek çok Türk burada, bugün o sebeple çok eğlendim. Biraz sinsice oldu ama konuşan Türkleri sessizce dinlemek bugünkü en büyük eğlencem oldu sanırım. Özellikle Slovak kızları için kadınlarda yoğun bir "O kadar da güzel değiller" yorumları hakim iken, erkeklerde güzellik yarışmasında puan verircesine yorumlar hakimdi. 
Son yorumu ben yapayım; o kadar güzeller!

Hiç yorum yok:

Bunlar da ilginizi çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...