29.11.2014

Deniz'in Kitapları



Bloga yeni bir bölüm ekleme zamanı geldi sanırım. Eskiden daha çok seyahatlerimi  yazmayı seviyordum, fakat belli ki en az 5-6 ay İstanbul'da olmaya devam edeceğim. Seyahat edemiyorsam, okuduğum kitapları, geçmiş seyahatleri yazmak keyifli olacak. Deniz'in Kitapları'na başlıyorum. 

Kitap okuma konusunda değişik huyları olan bir insanım sanırım. Öncelikle beni mutlu eden, sevdiğim kitapları bin kez tekrar okuyabilirim. Zaman kaybı olarak asla görmem. Bu kitaplar çeşit çeşit; mesela Harry Potter serisini iki kez okudum, bu aralar üçüncü kez okusam mı diye düşünüyorum, gerçekten.

Jane Austen'ın 'Aşk ve Gurur'u yine iki-üç kez okuduğum kitaplarımdan. Emily Bronte 'Uğultulu Tepeler' de yine takıntılı olduğum kitaplardan. Daha nicesi var ama bunlar ilk aklıma gelenler.

Sonra okuduğum bazı kitapları en detayı ile hatırlarken, bir kısmını hiç hatırlamama huyum var. Buna örnek 'Hobbit'i verebilirim. Kitabı seneler önce okumuş biri olarak, son filmi bu kadar heyecanla bekliyorsam, sebebi resmen sonunu unutmuş olmamdır. Bu huyumu seviyorum aslında yeniden ama yeni gibi kitap okuyabiliyorum.

Bir diğer huyum edebi değeri yüksek bir kitap okuduysam, ardından bir tane de 'hafif' diye nitelendirdiğim (zaman zaman chick flick dediğimiz cinsten :)) kitaplar okumam. Bu huyum iş hayatına girmemle oluştu. Kafamı boşaltmak adına okuduğum kitaplarım bunlar. 

Bugün bu 'hafif' seriden iki kitap ile karşınızdayım. Yakın zamanda Amerika'ya giden sevgili ablama siparişlerim bu kitaplar. Üçüncü kitap ise yarın blogda olacak.



How To Be Parisian*
*'Nasıl Parisienne Olunur' diye ben çevireyim ama henüz kitap çevrilmedi
*Parisienne'in Türkçe çevirisi yok sanki? Parisli kadın belki?

Bu kitabı ben instagramda keşfettim, baya iyi pr çalışması yapmışlar sanırım sosyal medyada. 4 Parisli kadının yazdığını okuyunca açıkçası merak ettim kitabı.

Merakımın sebebi kitap kapağının instagramda güzel fotoğraf vermesinden ziyade, üniversite 2. sınıf yazındaki 3 günlük Paris maceram. 

Paris'te sadece 3 günümüz olunca turistik aktivitelerin bir kısmını yapma veya sokaklarda gezinme seçenekleri arasında kaldık ve ikinciyi seçtik. Daha önce de söylemiştim ben seyahatlerde en çok kafelerde oturup, insanları izlemeyi seviyorum. Paris bunun için olabilecek en harika şehir (Viyana da kardeşi bu anlamda) 

Fakat 19 yaşındaki Deniz'in o dönem acayip parasız olduğunu, sevgili kuzeninde kaldığını, 3 haftadır Fransa'nın küçük bir kasabasında gençlik kampında duvar ördüğünü (evet gerçek!) toz topraktan gözünde kocaman bir arpacık çıktığını belirtmek isterim. 

Kafelerde oturup insanları izleyen kız coolluktan baya uzak, Parisianlığın kenarından köşesinden geçmeyen kot-converse-arpacık üçlüsü ile, Paris'in o harika tarzına sahip, cool kadınlarına imrenerek baktı 3 gün boyunca. Bir ara bir kuaförün önünde ben kahkül kestireceğim diye ciddi ciddi düşündüğümü hatırlıyorum. Yine sanki ipek bir şalım olsa, anında o coolluğa erişecekmişim düşüncesi ile mağazalara bakındığım da aklımda (pek tabi param yetmedi, alamadım)

Şimdi 27 yaşımda. hala benim en bayıldığım tarz ve duruş, Paris'lilere ait ise sanırım Paris'te geçirdiğim bu 3 günün etkisi var. 

Kitaba gelirsek; güzel fotoğraflar, komik notlar, ilham verecek bazı öneriler mevcut. Konuya özel ilgim sebebi ile beni hoşuma gitti. Sırf fotoğrafları için bile aldığıma pişman olmadım. Yakında Türkçe'ye çevrilir diye tahmin ediyorum. 

Amazon'da bu kitabı sipariş ederken altta öneri olarak çıkan 'Lessons From Madame Chic'  (*Madam Chic'den Dersler diye çevireyim bunu da) kitabını ise adını biraz basit bulmanın getirdiği önyargı ile beraber, yorumları iyi olunca bir de bunu alalım diyerek, beklentisiz olarak aldım (Belli ki bu alışverişi yaptığım dönem bir Fransa özlemi, özenmesi olmuş bende:)) Şaşırtıcı şekilde bu kitap benim çok sevdiğim, beni pek çok açıdan silkeleyen bir kitap oldu. Bu kitabı ve Fransa'da benim bizzat tanıştığım 'Madame Chic''i ise bir sonraki yazımda uzun olarak yazacağım. 

Son olarak; takip edenler biliyor hala tedavi sürecindeyim, bu konu ile ilgili çok fazla okumayı sevmiyorum. Yine de benim için çok ağır olmayacak 1-2 kitap sipariş ettim. Bu kitaplardan biri fotoğrafta gördüğünüz 'Uplift'. Meme kanseri ve tedavi sürecini geçirmiş bir sürü kadının kısa kısa; yan etkileri ile nasıl başa çıktıklarından tutun, eşleri ile ilişkileri, iş hayatına nasıl döndükleri vb pek çok konuda yaşadıkları yer alıyor. Kitabın yazarı bütün bu yaşananları derlerken esprili ve pozitif yorumları ağırlıkta tutmuş, çok da güzel olmuş. Kitabı bu süreci yaşayanlara, bu süreci yaşayan tanıdıkları olanlara kesinlikle öneririm, keşke Türkçe'ye de çevrilse.

Fotoğraf:Bana ait

4 yorum:

Les Mots Dune Maman dedi ki...

Évet Deniz im, CEM yeni dogmustu, aradan soylemesi kolay 7,5 yil gecmis....
Gene gel, bekliyoruz...

İnci Çelik dedi ki...

Ne kadar zevkli bir okuma listen var. Blogunu yeni keşfettim. Ben de bloguma beklerim. Sevgiler.

Deniz dedi ki...

Gelicem umarım Sibel Ablacım :)

Deniz dedi ki...

Çok teşekkür ederim Güzellik Hikayesi :)

Sevgiler,
Deniz

Bunlar da ilginizi çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...