9.09.2014

...




Nereden başlasam nasıl yazsam... Belki de bu zamana kadar yazdığım en cesur ve en kendim ile ilgili yazım olacak bu blog'a.

Öncelikle 1 Ağustos 2014'de hayatımın hangi aşamasındaydım, kısaca özetlemek isterim. Sevdiğim adamla evlenmeme 1,5 ay var, işten yorulmuşum ama balayı falan tatillerle yorgunluk kalmaz diye düşünmekteyim. Incık cıncık süslerle, bekarlığa veda yapsam mı yapmasamlarla mı kafa yoruyorum. Hayat hem rutin hem heyecanlı, içten içe de hep erteleme durumlarım da var, onu düğünden sonra yaparım, bunu yeni eve taşınınca alırım, oraya sonra giderimlerle geçiyor günler. Geri sayıyoruz nitekim, bir planımız var tıkır tıkır işliyor değil mi...

Değil işte, 2 Ağustos'ta bana 'meme kanseri' teşhisi kondu. Hop bir anda dünya durdu. 26 yaşındayım, 1,5 ay sonra evleneceğim ve meme kanseriyim, deli gibi de korkuyorum, yeni gerçeğim bu oldu.

Fazla dramatik ve travmatik bir gün, bir bilinmez, korku, sevdiklerinden kaçma. Ne zordu o ilk gün.

Sonra çözüm arama, en iyi doktorları araştırma, saçma sapan internet araştırmaları yapma.

Arada ama hep 'Neden ben?' sorusu, kimseye kötülük yapmadığıma en azından isteyerek yapmadığıma çok eminim, hep iyi evlat, iyi dost oldum, genç yaşımda ömrümü paylaşmak istediğim, aşık olduğum hayat arkadaşımı buldum, hani 30'dan sonra risk başlıyordu. Neden ben?

Ailemin devreye girmesi ile bir anda nedenleri bıraktım, nasıl çözerize odaklandım.

Öncelikle harika bir doktor bulduk, babacan, güler yüzlü, beni kızı gibi gören. 1 tam günümü olabilecek tüm testlerle geçirdim, test sonuçlarını aldım, ertesi sabah koşa koşa ameliyata girdim. İyileştim, yeni sonuçlar bekledim, panik oldum, ağladım, güldüm, içime kapandım, şükrettim ve benim deyimimle ilk yarıyı tamamladım. Arada kendimi iyi hissettirecek 1-2 ek terapi de aldım. Yoruldum ama başardım.

İkinci yarımda beni bir aksilik olmazsa bir nikah, bir kutlama yemeği, bir de kemoterapi bekliyordu. Doktorumun izniyle nikahımızı  ve arkadaşlarımızla harika bir kutlama yemeğimizi yaptık.Yarın ise sıra ilk kemoterapide.

Belki bu yazıyı ilk defa bu teşhisi almış biri okur, neden ben diye soruyordur. Biraz da bundan yazdım galiba. Öğrendiğimden beri sadece beni pozitif etkileyecek kişileri dinlemeye, hikayeleri okumaya çalışıyorum. Ben de bu hikayelerden biri olmak için çabalıyorum ve bu hikayemi yazmaya çalışacağım.

Hayatta almamız gereken bazı dersler olduğunu, seni olgunlaştıracak bazı olaylar olduğunu düşünüyorum. Dersimin bir kısmı sanırım bu güzel hayatın kıymetini daha iyi bilmekti, biliyorum. Daha korkusuzca, daha istediğin gibi, daha özgür yaşamak, içinden gelenleri haykırmak benim dersim.

İkinci kısımda beni başka dersler bekliyor, neler olacaklarını da tahmin ediyorum. Başarılı olacağımı da biliyorum ama güçlü ve pozitif olmam lazım.

Hayatı seviyorum,  böyle tatsız süprizlerin bile bir nedeni olduğunu düşünüyorum.

Not: Teknik ve tıbbi detaylara girmedim, internetin bu anlamda hem harika bir kaynak olduğunu hem de çok fazla bilgi kirliliği yarattığını düşünüyorum. Sorular olursa yorum ya da e-mail olarak iletebilirsiniz. Ben de elimden geldiğince yazacağım.

Fotoğraf: Pinterest







Hiç yorum yok:

Bunlar da ilginizi çekebilir;

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...